Her şey göçmenlerin sosyal güvenlik haklarını kısıtlamaya yönelik politikaların 2000 yılından bu yana uygulamaya konulmasıyla başladı.
İKAMET EDİLEN ÜLKE PRENSİBİNİ BİTİRDİK
2000 YILINDAN BU YANA KESİNTİ POLİTİKALARININ TAMAMINI ENGELLEDİK
Ek ödenekler I
Türkiye’ye transfer edilen maluliyet aylıklarının (WAO) bir bölümünü oluşturan ek ödenekler 2001 yılından itibaren kesilmesiyle başlandı. Kesinti kararlarından o tarihte 1800 kişi etkilendi. İlk kesinti kararlarına karşı açtığımız davaları kazandık.
Akdaş kararı geliyor
İkinci kez kesinti kararlarına karşı açtığımız davalarda Utrecht Merkezi Yüksek İdare Mahkemesi (Centrale Raad van Beroep) ara karar için Avrupa Birliği Adalet Divanına (ABAD) başvurdu. ABAD’da 26/05/2011 tarihinde sosyal güvenlik alanında 1980 yılından buyana en büyük davamızı kazandık. Adını merhum Halil Akdaş’dan alan bu dava, Türklerin Avrupa’da sosyal güvenlik haklarını çok güçlendirdi. O dönem açıkladık. Bundan böyle sosyal güvenlik hakları Akdaş öncesi ve Akdaş sonrası diye anılacak.
Ek ödenekler II
Akdaş kararından sonra ek ödenekler davası 11.11.2011 tarihinde neticelenmiş oldu. Bu karardan sadece Türk vatandaşlığına sahip olanlar faydalandı. Çifte vatandaşların durumu ayrıca ele alındı.
Yaşlılık aylığı ek ödemeleri (KOB)
Daha Akdaş kararının mürekkebi kurumadan, Türkiye’de ikamet eden 22 500 kişinin yaşlılık aylığına (AOW) ilave olarak ödenen KOB yardımı 1 Haziran 2011 tarihinden itibaren kesildi.
Ancak elimiz bu defa çok daha güçlü. Akdaş kararı var. KOB davasını 3 Ekim 2012’de Haarlem Bölge Mahkemesi’nde görülen davada kazandık. Sosyal İşler ve İstihdam Bakanı Asscher temyize gitmeyeceklerini açıkladı ve ödemeler Kasım 2013’te yapıldı.
Gönüllü sigortalılık (AOW)
2000 yılından itibaren Türkiye’de ikamet eden Hollanda sigortalıları için yaşlılık ve geride kalanlar sigortaları zorunlu olmaktan çıkarılmış ve isteğe bağlı hale getirilmiştir.
Gönüllü sigortalı olan eşinin gönüllü sigortalılık sürelerinde kendisininde sigortalı sayılması gerektiği iddiasıyla, kendi imkanlarıyla Rechtbank Amsterdam’da dava açan Türk vatandaşı bu davayı kaybetmiştir. Bu karara karşı Utrecht Merkezi Yüksek İdare Mahkemesi’nde açtığımız temyiz davasını 31 Ocak 2014 tarihinde kazandık.
Hollanda Sosyal İşler ve İstihdam Bakanlığı böyle bir karar beklememiş olacak ki, bu defa Hollanda’da en üst mahkeme olan Hoge Raad Der Nederlanden (Yargıtay)’a başvurmuştur.
İkamet edilen ülke prensibi
Bu defa Hollanda Hükümeti çok daha katı bir tutum sergilemiştir. Türkiye’nin geçim endeksinin düşük olduğunu düşünen Hollanda Hükümeti, Türkiye’ye transfer edilen geride kalanlar ödeneklerini (Anw-dul ve yetim aylığı), geçici iş göremezlik ödeneklerini (WGA/WIA) ve çocuk paralarını 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren % 40 oranında kesmiştir.
Geride kalanlar ödeneği (Anw) davası
Kesinti kararına karşı açtığımız davalarda karar Utrecht Merkezi Yüksek İdare Mahkemesitarafından 21 Mart 2014 tarihinde verilmiştir. Bu karar nihaidir ve temyiz yolu kapalıdır.
Mahkeme kararını yine Akdaş kararına dayandırmıştır.
Çocuk paraları davası
Amsterdam Bölge Mahkemesi 10 Ocak 2014 tarihinde verdiği kararda çocuk paralarının transferinde ikamet edilen ülke prensibinin uygulanamayacağına karar vermiştir. Türkiye bakımında bu davada sadece her iki ebeveyninde Türkiye’de olması nedeniyle karar olumlu değildir. Ancak ebeveynlerden birisinin Hollanda’da olduğu durumlarda kesinti yapılamayacağının önü açılmıştır.
Geçici iş göremezlik ödenekleri (WGA/WIA) davası
Amsterdam Bölge Mahkemesi’nde açtığımız davalar için duruşma günü verilmemiştir.
17 NİSAN 2014 KARARLARI
(İKAMET EDİLEN ÜLKE PRENSİBİNİN ÇÖKÜŞÜ)
Hollanda Sosyal İşler ve İstihdam Bakanlığı’nın kararıyla;
1. UWV, Amsterdam Bölge Mahkemesine 17 Nisan 2014 tarihinde başvurarak, Utrecht Merkezi Yüksek İdare Mahkemesi’nin Anw kesintileri ile ilgili verdiği kararı tanıdığını ve geçici iş göremezlik davalarının tamamını geri çektiğini, kesintileri yasal faizi ile birlikte ödeyeceğini bildirmiştir. Mahkeme bu bilgiyi 22 Nisan 2014 tarihinde tarafımıza iletmiştir.
2. SVB, Hoge Raad Der Nederlanden (Yargıtay)’a 17 Nisan 2014 tarihinde gönderdiği tek cümlelik mektupla gönüllü sigortalılık /AOW davasını geri çektiğini duyurmuştur. Mahkeme bu bilgiyi 22 Nisan 2014 tarihinde tarafımıza iletmiştir.
3. Bakan L. C. Asscher, Hollanda Parlamentosu Senato’su Başkanı’na gönderdiği 17 Nisan 2014 tarihli mektupla, çocuk paraları konusunda ikamet edilen ülke prensinin uygulanamayacağını kabul etmiş, çocuk paralarının tamamen kesilmesini öngören yasa teklifi için Senato’dan destek istemiştir.
Böylece, 17 Nisan 2014 tarihi sosyal güvenlik haklarımızın korunması konusunda verdiğimiz mücadelenin sonuçlarını aldığımız önemli bir gün olmuştur.
Artık, ikamet edilen ülke prensibi tarihe karışmıştır.
Önümüzde sadece iki prensip davası kalmıştır. Bunlardan ilki Akdaş kararından, çifte vatandaş olanların da faydalanıp faydalanamayacağı, ikincisi ise Genç Engelliler Ödeneği (WAJONG)’un Türkiye’ye transfer edilip edilemeyeceğidir.
Avrupa Birliği Adalet Divanı / S. Demirci davası
Akdaş kararından çifte vatandaşlığa sahip olanların yararlanıp yararlanamayacağı hakkındaki S. Demirci davası ABAD’da 14 Mayıs 2014 tarihinde yapılmıştır.
Mahkeme 5 Hakimden oluşmuştur. Mahkemeye mütalaa sunmak için duruşmaya Kanun Sözcüsü katılmıştır. AB Komisyonu’nu 2 avukat, Hollanda’yı 2 devlet avukatı ve UWV’yi 2 avukat temsil etmiştir.
Davada çifte vatandaşlığa sahip olan Türk vatandaşlarını Avukat Fadime Kılıç, Avukat D. Schaap ve Avukat Nazmi Türkkol temsil etmiştir. Çok olumlu yönde gelişen davada kararın Eylül 2014 ayında açıklanması beklenmektedir.
Genç Engelliler Ödeneği (WAJONG)
UWV, WAJONG’un Türkiye’de dahil Hollanda dışına transfer edilemeyeceği, ancak çok istisnai hallerde (örneğin kendisine bakan aile bireylerinin de birlikte gitmesi halinde) bunun mümkün olabileceği görüşündedir. Bakanlıkta bu görüşü paylaşmaktadır.
Ancak biz bu görüşe katılmıyoruz. WAJONG, Ek ödenekler (Toeslag) ile aynı kategoridedir ve Türkiye’ye transferi sadece Türk vatandaşlığına sahip olanlar için mümkündür. Çifte vatandaşların durumu ise ABAD’ın S. Demirci davasında vereceği karara bağlı olacaktır.
Bunun kesin neticesini ise ancak mahkemelere başvurarak alabileceğiz.
Sonuç olarak, Hollanda Hükümetleri devlet politikası olarak gördükleri ve 2000 yılından bu yana uygulamaya koydukları Türk vatandaşlarının sosyal güvenlik haklarının kısıtlanmasını amaçlayan politikalarında tamamen başarısız olmuştur.
Bu kararlılık ve dayanışma ile elde ettiğimiz büyük bir başarıdır. Bu, Türkiye AB Ortaklık Hukukunun gücünü bir kez daha göstermiştir. Bu, Hollanda yargısına hiç tereddütsüz güvenmemiz gerektiğinin en güzel kanıtıdır. Emeği geçen, bizleri destekleyen, bizlere güvenen herkese teşekkür ediyoruz.
Hollanda Hükümetlerinin bundan sonra da göçmenlerin haklarını kısıtlamaya yönelik politikalar geliştireceğinden hiç şüphemiz yoktur.
Ancak bizim kararlılığımızdan da hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.