Türkiye ile Hollanda arasında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçuş izninin iptal edilmesiyle başlayan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın Rotterdam’daki Türk Başkonsolosluğu’na girişinin engellenmesi ve ‘istenmeyen kişi’ ilan edilmesiyle büyüyen krizin suçlusu bulundu. Yanlış anlaşılma var.
Hollanda’nın geçtiğimiz hafta zeytin dalı uzatmasıyla, medyada günah çıkarma haberlerinin çoğalması dikkat çekiyor. Hollanda başbakanı Mark Rutte “İlişkilerin düzelmesinin iyi olacağını düşünüyorum. Açıklaması ile kapıların açık olduğunu beyan etmişti. Aradan bir hafta geçmeden bu konuyla ilgili yapılan haberlerde patlama yaşanıyor. Dün Elsevier dergisi, aslında kapalı kapılar ardından görüşmeler yürütülüyor başlığıyla, İki ülkenin dışişleri bakanlarının 3 hafta önce Brüksel’deki NATO toplantısında görüştüklerini açıklamış ve iki tarafından kamuoyuna açıklayabileceği ortak bir çözüm üzerinde çalışıldığı duyurulmuştu.
Bugün ise Volkskrant gazetesi tam sayfayı Türkiye – Hollanda krizine ayırmış Tamamen farklı bir pencereden ve son derece de objektif yaklaşarak, Hollanda hükümeti yaptığı kahramanlığı abartmadı mı, Bakanlara izin verilmemesi, istenmeyen kişi ilan edilmeleri doğru muydu soruları ile yazıya giriş yapılmış.
Diğer bir dikkat çeken girişteki konu ise, bakanın ‘istenmeyen kişi’ ilan edilmesi konusu, işte burada oyun ortaya çıkıyor. Bakanlık tarafından yani en üst merci tarafından böyle bir karar alınmadığı ortaya çıkıyor. Böyle bir karar alınmamışken, bu karar varmış gibi, bunu en ağır ve abartılı şekilde uygulayan Rotterdam Büyükşehir Belediye başkanı Ahmed Aboutaleb’e gözler çevriliyor.
Bakan korumalarının aranması, bakanın zorla arabadan çıkarılmak istenmesi, özel tümlere gerekirse vur emri verilmesi, arabanın kesilerek bakanın içinden zorla çıkarılacak olması gibi sonu çok ciddi kriz getirecek girişimleri dahi bir Belediye başkanı nasıl göze alır… Asıl soru burada düğümleniyor..
Yine yazıda, bakanın olay yerini terk etme kararı almasının ardından bir otele yerleştirilmesine Belediye başkanı karşı çıkıyor. Hollanda üzerinden uçmasına keza yine aynı Belediye başkanı karşı çıkıyor.
Bir yanlış anlaşılma ile bu boyuta gelmesinde suçlu bulundu, cezası nasıl, ne zaman kesilir bilinmez, ancak hükümetten izinsiz, hükümetin güdümü dışında, iki ülke arasında saatler süren krizin tek suçlusu olarak Rotterdam Belediye başkanı Ahmet Ahmed Aboutaleb öne çıkartılmış, ancak bu ne kadar doğru ve inandırıcı…
Avrupa en uluslararası hukuk uzmanı Proffessor Tom Zwart, Hollandanın elinde Bakana izin vermemesi için geçerli ve somut bir dayanak yok. Bu yüzden Başbakan Rutte, özür dilemeli açıklamasında bulundu.
Toplumsal güvenliğin tehlikeye gireceği gerekçesi ise Hollanda Ulusal Güvenlik ve Terörle Mücadele
Koordinatörlüğü tarafından yalanladı. Bizim elimizde bakanın ziyaretinde önce böyle bir duyum, belge veya siynal yoktu açıklaması yapıldı.
Rotterdam polisi ise o zaman ki durumu şöyle özetlemiş, polarizasyon var ancak Rotterdam Türk halkında durum sakin ve sakinlik devam ediyor.
Kısaca özetle:
1- Bakan resmi olarak ‘istenmeyen kişi’ ilan edilmemiş. Bu hiç bir tutanak ve belgede yer almıyormuş
2- Hollanda Ulusal Güvenlik ve Terörle Mücadele Koordinatörlüğü, kamu güvenliği tehlikede değildi diyor
3- Rotterdam polisi Rotterdam Türk halkında sakinlik hakim
4- Hukukçular, Hollanda’nın elinde geçerli dayanak yok, Özür dilensin
5- Türkiye özür dilenmesini talep ediyor
6- Hollanda başbakanı asla özür dilemem diyor ama tüm kapıları sonuna kadar açarak görüşelim artık diyor
7- Bütün bu olayları üzerine yıkmak için günah keçisi aranıyor.
Sonuncusu bulundu galiba, bunu aylar önce katıldığımız birkaç yerdeki konuşmada gündeme getirmişlerdi. Yani suç veya ceza bir kişiye kesilecek. Kriz çözülecek diye. Öylemi olacak göreceğiz.
o kişi de Rotterdam Belediye başkanı Ahmed Aboutaleb.
İki ülke arasında 405 yıllık geçmişte ciddi hiçbir sorun yaşanmadığı gibi, ülkede son rakamlara göre 25 bin girişimciyle toplam 400 bin Türk vatandaşı yaşıyor. Diğer taraftan Türkiye’de en çok yatırımı olan ülkeler içinde Hollanda 2711 şirket ve 22 milyar dolarlık yatırımla birinci sırada geliyor. Türkiye yaşayan Hollandalı sayısı ise 7 bin civarında.
Kaynak: Turkinfo.nl