1978 de kocam öldüğünde 5 çocukla yalnız kaldım.
Acının en büyüğü “Gurbette Ölümdür”, 40 yaşında dul kaldım ve kendimi çocuklarıma adadım.
İlk kuşaktan olan Ordulu Rahmetli Sami Yılmaz’ın eşi Meliha Yılmaz hanım “Dil bilmiyorduk, Kurdele ile Ayşe kaldığımız bölgedeki kadınların ortak tercümanı idi
” Gençlere tavsiyem bilhassa yeni evlilere “Aile bağlarını sağlam tutsunlar ve basit sebeplerden dolayı ayrılmasınlar” Hollandalılar ilk geldiğimiz yıllarda toleranslı idiler bizlere iyi davranıyorlardı, Türk aileler arasında sosyal kontak çok iyiydi her hafta sonu bir araya geliyorduk.
Şimdi ya cenazede yada sadece düğünlerde biraraya geliyoruz hiç hoş değil.
HaberUtrecht – Utrechtte Yarım Asırı bulan Türk işçilerinin serüvenini anlatmaya devam ediyoruz. Birinci kuşak kadınlarımızdan Ordunun Saraycık Köyü Emen mahallesinden 1972 yılında aile birleşimi ile Hollandaya gelen 75 yaşındaki Meliha Yılmaz hanımla sohbet şeklinde röportaj yaptık.
Beyim Sami Yılmaz 1969 yılında kontratlı işçi olarak Hollandaya geldi. Bir müddet sonra beni ve 3 çocuğumdan Cihan,Tayyar ve Muammer’i yani 1972 yılında Hollandaya getirtti. O zamanlar Tren köprüsünün yanında Schutstraat’ta ev aldı ve orada oturmaya başladık. Evin üst bölümünü pansiyon yaptık oradanda biraz gelirimiz oldu. Kocam SMDK adında bir fabrikada demir işçisi olarak çalıştı. Ben ise Bussemde çikolata fabrikasında bir yıl ve daha sonra Utrechtte Türk kadınlarının çoğunun çalıştığı Kaptein adında “çaput” çamaşır fabrikasında kapanana kadar 7 yıl çalıştım. Bu son işyerinde ikinci el elbise ve çamaşırları seçiyorduk. Hatta gelinim Semada orda çalıştı.
1978 in 16 Mart günü kocamın kaza yapıp ölümüyle dünyam yıkıldı. Kocam SMDK kapandıktan sonra Bunschotende Polynorm fabrikasında iş buldu. Kendisi hiç boş durmayı sevmez hep çalışmak isterdi. 16 Martta arabasıyle iş görüşmesine gitti işe alındı ve orada işe başladı iş bulduğu için çok sevinçliydi ve işine seve seve giderdi. Dönüş yolunda arabasıyla kaza yaptı ve ölüm haberi geldi. Önce insan inanamıyor ilk aylar çok zor geçti büyük oğlum evliydi ve 2 çocukla kalakaldım.
Daha sonra diğer çocuklarımı özledim ve iki çocuğum Mustafa ile Nezaketi getirttim. Evde baba olmayınca zor, çocuklarıma hem analık hemde babalık yaptım bu arada büyük oğlum Cihanında çok yardımını gördüm sağolsun oda evlatlarıma babalık yaptı. Kocam öldükten sonra ancak çalışmaya 1 yıl dayanabildim ve hastalandım işten çıkma mecburiyetinde kaldım . 3 yıl işsizlikten ödenek aldım ve hasta olduğum dönemde guatr ameliyatı oldum ve hastanede yattım. Ameliyatımın tehlikeli olduğunu bana söylemediler ama Allaha şükürki iyileştim.
Hollandaya geldiğimizde Hollandalılar bize çok iyi ve toleranslı davranıyorlardı. Dil bilmiyorduk alışverişe aynı şeyi almak için 5 – 6 defa gittiğimiz oluyordu. O zamanlar Schutstraatta komsularımız vardı her zaman birbirimizle ailece görüşüyorduk.
Hatta Sepetçinin kızı Kurdele ile Çavuşoğlunun kızı Ayşe o zaman o bölgede oturan tüm Türk kadınlarına tercümanlık yapıyorlardı. Tabiiki gönüllü idiler ve onlardan Allah razı olsun biz Türk kadınlarının her işine koşuyorlardı. Kurdele vefat etti Allah rahmet eylesin. Kurs falan yoktu tarzanca el kol hareketleri ile anlaşıyor bazende çocuklara tercümanlık yaptırıyorduk. Doktora veya işyerinde bir konuşma olacaksa hep başkasına muhtaç oluyorduk o zaman cemiyet falan vardı ama onlar ancak kağıtlara bakıyordu dışarda yani pratikte ise dil bilen birine mutlaka ihtiyaç vardı.
Schutstraat’ın köşesinde bir Hollandalı bakkal vardı ordan alışveriş yapardık bize yardımda ederlerdi. Şimdi o eski evler yıkıldı daha sonra 1985 te Troelstralaana taşındık. Kocamı kaybettikten sonra tabiiki çok üzüldük ailece ama hayata küsmedim mücadelemi yaptım birde karakterim icabı hayata olumlu yönden baktığım için herşeyin Allah’tan olduğunu kabul ettim fakat yılmadım aile yapısını korumaya çalıştım. Bunda da zorda olsa başarılı oldum diyebilirim.
Bu arada Muammer, Tayyar ve Nezaket’i evlendirdik ve yuvalarını kurmalarını sağladık. Öbür oğlum Mustafa ise 1998 yılında Türkiyeiye kesin dönüş yaptı orada kalıyor.
“Gurbetin zorluğunu bizler çektik gençlerde sefasını sürsünler, onlara tavsiyem, Okuyup adam olsunlar, iyi mevkilerde çalışıp bizim gibi vasıfsız işçi olmasınlar, gelecek nesillere örnek olsunlar. “Aile bağlarını sağlam tutsunlar bilhassa evli gençlere sesleniyorum, evlilik müessesine saygı göstersinler basit sebeplerden dolayı ayrılmasınlar, yetkili mercilerede sesleniyorum evlilik kursları veya aile içindeki ilişkilerde eşlerin vazifeleri hakkında okul veya kurslarda ders versinler”. En çok üzüldüğüm konulardan biri “Parçalanmış aileler hele hele gurbette gurbeti yaşıyorlar.
” Bizim dönemimizde çamaşır makinesi yoktu, tv’ler siyah beyaz ve 1 kanal vardı. Haftada bir program vardı onu dört gözle beklerdik. Türkiyeyle telefonla konuşmak için postaneye gider numara yazılırdık ve ancak akşamdan sıra gelir ordanda karşı tarafta adam bulabilirsen konuşabilirdik. Mektup yazar cevabını dört gözle beklerdik. Bazende teyplere konuşur öyle haber salardık. Haftada ancak bir gün uçak giderdi yani acil durumlarda istediğin zaman gidemezdin uçak yoktu, hep Ankaradan aktarmalı ve bazen 1 bazen iki gün beklerdik Ankara veya İstanbul’da.
Yıllar su gibi akıyor 2003 yılında emekli oldum yalnız yaşıyorum sağolsun çocuklar ve torunlarım beni yalnız bırakmıyor. Şu anda maaşım bayağı düşük ama evime haftada iki defa bakıcı geliyor biraz olsun rahatladım. El arabam var, yaşlılar ve özürlüler için verilen arabam var onunla ancak ziyaretlere veya dükkana gidebiliyorum. 14 torunum var 10 tanede torunumun çocuğu var.
Ömür geçti çeşitli hastalıklarım var onun için gençlere tavsiyem sağlıklarına dikkat etsinler ve kıymetini bilsinler.
Bu röportajı yaptığımızda Meliha hanım erkek kardeşinin hasta olması nedeniyle Türkiyeden yeni dönmüştü, Hollandaya geri geldiğinden bir kaç gün sonra kardeşi vefat etti ve son vazifesini kardeşine karşı yapamamanın üzüntüsüyle,
“işte gurbetin en acı tarafı ölümdür insan gurbet içinde gurbeti yaşıyor ” diyerek üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir sözü dile getirdi.
Meliha Yılmaz, 1978 de vefat eden çalışkan ve Utrechtte sevilen Ordulu Sami Yılmazın eşidir, 40 yaşında dul kalan birinci kuşak Türk kadınına bizde HaberUtrecht sitesi olarak selamet diler, yarım asırlık tecrübelerini bizimle paylaştığı ve gençlere verdiği tavsiyelerinden dolayı teşekkür eder ve nice yıllara deriz.
Haber Utrecht Özel Röportaj © İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.